Sene 2013.. Hatay / Yayladağ Suriye sınırında 92/1 hudut askeriyim. Askeriyede kayraktepe ismini verdikleri, bölükten baya bir uzak, yürüyerek gidip geldiğimiz dağın tepesinde bir nöbet kulübesi vardı. Burada Her gün gece 00:00 sabah 06:00 arası sabit nöbetim vardı. Gece termal kamera ile sınır hattını gözetliyorduk. Bir gün yine burada 5 arkadaş nöbetteyiz, gece saat 02:30 civarı muhabbet ederken üzerimize bir ağırlık çöktü ve benim has dedem olan Cemal isimli abimizin ağzından şu sözler çıktı ; Mevzide kum torbalarının arasından bir tane eski mühimmat buldum ( g3 mermisi) dışarı çıkıp bunu Suriye'ye doğru patlatayımda uykum dağılsın aq.. dedi ve birden ayaklandı. Benimde üzerime ağırlık çöktüğü için bende seninle geleyim uykum dağılır diyerek peşinden gittim ve Serkan isimli başka bir arkadaşım ise bende yakın emniyete bakayım sağı solu kolaçan edeyim diyerek eline bir fener aldı ve oda bize katıldı. Üçümüz birden dışarı çıktık patika yolda tek sıra halinde ilerliyoruz. Neyse az ilerde açık bir tepe var oraya geldik. Cemal patlatmak istediği mermiyi şarjörün en üstüne taktı, sonra jarjorü tüfeğe taktı kurma kolunu çekti bıraktı tetik düşürdü fakat patlamadı. Allah allah neden patlamadı falan derken bu tekrar denedi yine patlamadı. Mermi yatağa sürülüyor fakat patlatmıyor çünkü tüfeğin mekanizmasının ucundaki iğne kırılmış ve haliyle merminin gtune değmediği için patlatması mümkün değil. Durumun böyle olduğunu bir kaç denemeden sonra anladık. Ben çözüm olarak Cemale kendi tüfeğimi al içinde kalmasın bundan at diyerek uzattım. Bu aslan parçası benim tüfeği aldı biraz eskimiş olan mermiyi tekrar jarjorün en üstüne taktı çekti bıraktı ve nihayet patlattı. O sırada ben esneyerek suriyeyi kesiyorum bir yandan surilere ana avrat düz gidiyorum falan. Cemalde doldur boşalt yapıyor sonra bana seslenerek tüfeğimi tekrar bana uzatıyor bende kendi jarjörümü takıyorum ve geldiğimiz şekilde tek sıra halinde nöbet kulesine doğru geri dönüyoruz. Ben tüfeği (bilenler bilir) denge noktası denen bir yer var jarjör ile tetiğin ortasında bir yer ordan tutulduğunda tüfek dengede duruyor, işte ben o şekilde tuttum tüfeğin namlu karşıya bakar bir şekilde yukarı aşağı sallya sallaya yürüyorum, önümde serkan arkamdan ise cemal geliyor tek sıra.. Kuleye geldik, girişte kapının sağ tarafına tüfekleri duvara dayadığımız bir köşe var. Serkan bıraktı içeri girdi, ben bıraktım sonrası cemal. Orda dikilirken kendi Tüfeğimin emniyetinin açık olduğunu fark ettim birden. Kendi kendime ; Allah Allah bu neden açık acaba dur olduğu yerden hiç oynatmadan tetiği düşüreyim de emniyete alayım diyerek tüfeğin üzerine doğru eğildim ve elimi tetiğe uzattım. Silahın namlusu tam sol omzumla boynumun arasına dayandı hissediyorum. Askerlik yapanlar bilir, G3 tüfeklerinde tetik boşluğu var. Yani tam tetik düşürmeden önce tetikte çok hafif bir boşluk var onu aldıktan sonra tetik sertleşir ve bastığında düşer. Neyse eğildim tüfeğin üzerine baş parmağım tetikte tam bascam tetik boşluğunu aldım birden sanki böyle acayip bişey oldu, ilahi güçmü deyim yada birisi elimden tuttu tetiğe basmama izin vermedimi deyim bilemiyorum ama şu an bile o anları yaşadığımı hissedince bir tuhaf oluyorum çok garip tarif etmekte zorlandığım bir olay. Birden parmağımı tetikten çektim ve içimden; ne olur ne olmaz dışarıya doğru tutayım da öyle tetik düşüreyim önce emniyet! Tüfeği sağ elime aldım, tam kapının eşiğinde suriye doğru bakıp küfür ederek çay içen orhan isimli arkadaşın yanından namluyu göğe doğru uzattım. Tüfeği de hiç sağlam tutmuyorum nasıl olsa içi boş tetik düşürüp yerine koycam diye, derken tetiğe bir bastım orhanın sol kulağının dibinde patlaması ilr benim elimden tüfeği ve orhanın içtiği çayı korku ile yere atmamız bir oldu. Herkes olayın şokunda özellikle ben Allahım noluyor diyorum bembeyaz oldum. Herkes birden panikledi kimsede bişey varmı falan neyse ki herkes iyi çok şükür kimseye birşey olmamış. Bu cemal denen yrrk eğer burayı okuyorsa onun ben evveliyatını seveyim.. Benim tüfeğimle atış yaptıktan sonra haliyle dolu şarjörle attığı için ikinci mermi otomatik namluya sürülüyor ve bu aptl herif gidip doldur boşaltı kendi bozuk tüfeğine yapıyor benim tüfeğimi ise sanki doldur boşalt yapmışcasına ağzı dolu ve emniyeti açık bir şekilde bana veriyor. Ben o olaydan sonra saatlerce kimseyle konuşamadım günlerce kendime gelemedim. Herkes bana benim bir suçumun olmadığını söyleyerek teselli etmeye çalışırken ben ölümü ensemde hissetmenin şokunu yaşıyordum. Aklıma geldikçe çok tuhaf hissediyorum. Düşünüyorum orada çok büyük ihtimal kendi kendimi vuracaktım ve daha büyük bir ihtimal ölümle sonuçlanacaktı. Hadi Bir şekilde yırttım diyelim bana bişey olmadı içeride 5 kişi var ya birinden birine bişey olsaydı bunun hesabını nasıl verirdik diye düşünmekten çıldırıyorum kafayı yicektim. Peygamber ocağı derler ya Çok şükür Allah bizi korudu kimse kazaya kurban gitmedi. O günden sonra şunu anladım ki bu hayatta kimseye güvenmeyeceksin herşeyden emin olacaksın ve yaptığın her işte emniyetli güvenli olacaksın. İşte böyle dostlar ben ölümü damarlarımda akan kan kadar yakından hissettim. Rabbim hepimize herşeyin hayırlısını versin inşallah. Ölümün bile.