- 556
- 196
- 43
Her insan dünyaya ihtiyaç sahibi olarak doğar. İlk doğduğunda bakımını üstlenen birileri olmasa hayatta kalması çok zordur. Doğduğunda o kadar acizdir ki bir dönem sadece ilgi ve sevgi ile serpilip büyür.
Aciz ve savunmasız olarak dünyaya gelen iki insandan biri gelecekte nice memleketler fethedecek konuma sahip olurken; diğeri tabiri caiz ise hiçbir baltaya sap olamadan göçüp gidiyor.
Düşündürücü öyle değil mi?
Bazılarımız güzel bir bilinçle kabuğunu yırtıp yükselirken; kimimiz o kabuktan bir haber yaşayıp gidiyor.
Hayat neydi tam olarak?
Yapmak isteyip de gerçekleştiremediğimiz bir yığın düş kırıklığı arasında nefes almaya çalışmak mıydı?
Yoksa mevcut durumu kabullenip biran evvel harekete geçmek miydi?
Bana sorarsanız hayallerimizi sürekli öteliyoruz.
Bize kusursuz bir zemin hazırlama yalanına inandıran zihnimizin oyununa düşüyoruz.
“Ha şu işi de halledeyim; ha şu zamana geleyim; ha falancayı bekleyeyim” diye diye yapmak istediklerimize bir türlü odaklanamıyoruz.
Sanki uyku uyanıklık arası bir hal yaşıyoruz. Arada bilincimiz yerine geliyor. Yapmamız gerekenleri hatırlayıp kararlar alıyoruz. Ama ertesi gün tekrar uykuya (önemsiz dünya işlerine) dalıp çıkamıyoruz. Yani mevcut durumumuzu kabullenip elimizdeki fırsatları yeterince kullanmayı bilmiyoruz. Hiç fırsat yok bahanesine sığınanlarımız ise tam uyku halinde kör yaşıyorlar. Çünkü aklımıza gelen fikir her ne ise yapma gücümüzü bildi de geldi. Onlar hedefi şaşırmaz.
Biz ise fikir dolu düşüncelerden çok dedikodu dolu zikirlere odaklanıyoruz. Sonra da o canım fikirler küsüp gidiyorlar. Aynı fikirle hareket edip başarılı olanları görünce de kaçırılan fırsatlara yanıyoruz.
Peki, öteleyip durduğumuz planlarımız ne?
Dünyada yeme içme gezip tozma adına bir şeyler ise; onlar sadece burada güzel bir rüya olarak kalacak.
Yeni bir yatırım planıysa; artı yorgunluktan başka bir getirisi olmayacak!
Sanırım bir şey anlamadınız?
Size birkaç kelime ile planınızı sonsuzluğa taşıyacak bir şey diyeyim mi?
Planının içinde seninle birlikte “yüzü gülecek ihtiyaç sahipleri” var ve senin asıl gayen onların yollarına ışık tutmak ise;
Hayat amacını bulmuş sonsuz yaşama kapı aralamışsın demektir.
Çünkü biz bu dünyaya birbirimize hizmet etmeye; biz bu dünyaya öteki teklerimizi sevmeye; biz bu dünyaya can parçalarımıza dokunmaya geldik.
Eğer gayen bu ise; yolun aydın olsun. Senin arkanda koca bir melekût âlemi var. Cesur ol. Git gidebildiğin kadar.
Gülay Okuyucu